Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Resul ÇETİN

MEKANIN SAHİBİ… 

MEKANIN SAHİBİ…
16 Ekim 2023 Çarşamba günü merkez üssü Malatya Kale olan ve çevre illerde de hissedilen 5.9 şiddetinde deprem meydana geldi.
17 Ekim 2023 Perşembe günü, merkez üssü Sivas Merkez olan, 10 dakika arayla 4.7 ve 4.1 şiddetinde peşpeşe iki deprem daha meydana geldi.
Deprem uzmanları birbirinden farklı açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar toplumu aydınlatma ve rahatlamadan ziyade topluma korku pompalamaktan başka bir işe yaramıyor.
Depremin olduğu Sivas, Malatya ve hissedilen tüm illerde halk büyük panik içinde kendini sokağa attı.
Diyarbakır’da bunu fırsat bilen kimi dönerciler anında 20 tl zam yaptı. Halkın büyük kısmının sokakta olduğunu ve en iyimser tahminle bile akşama kadar sokakta olacaklarını bilen bu insanlıktan nasibini almamış kişiler bunu ahlaksızca bir fırsata çevirdiler.
Demek ki Allah korusun 6 Şubat benzeri bir deprem daha meydana gelse kira fiyatları 50 bin liranın altında olmaz.
En ucuz konutlar 5-10 milyondan başlar.
Din, vicdan, merhamet, insanlık bunun neresinde? Her türlü doğal afeti hak ediyor insanlar. Ancak ne yazık ki kurunun yanında yaş da yanıyor.
Hatırlayacaksınız 6 Şubat 2023 tarihinde
Kahramanmaraş, 7 Şubat 2023 tarihinde Hatay merkezli peşpeşe iki büyük deprem yaşadık.
120 bin kilometre karelik alanda 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 6 bin 929 köy ve mahallemiz ağır yıkıma uğradı. 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız yaralandı.
Bu depremden ülke olarak, devlet ve millet olarak yeterince ders aldık mı? Bu konuda dersimize iyi çalışıyor muyuz? Kocaman bir hayır. Nedenlerini hemen söyleyelim.
Kira ve gayrimenkul fiyatları bir anda astronomik rakamlara ulaştı. Gıda fiyatları enflasyonunda dünya şampiyonu olduk. Türk lirası Amerikan doları ve Avrupa Euro’su karşısında eridi gitti. Tüm ekonomik veriler hızla yokuş aşağı indi.
Piyasalarda  denetimsizliğin getirdiği ciddi bir başıboşluk, hatta gizli bir kartel, çoğu sektörde haksız rekabet veya tekelleşme var.
En küçük esnaftan, sıradan bir pazarcıdan tutun da koca koca market zincirlerine, büyük şirketlere varıncaya kadar bunu fırsat bilip enflasyonu körüklemek adına ne lazımsa layıkıyla (!!!) yerine getiriyorlar.
Oysa tüm semavi dinlere bakıldığında, açıkça görülecektir ki, doğal afetler, Yüce Yaradan’ın insanlara açık bir uyarısından başka bir şey değil.
Rasyonel bilimin açıkladığı doğal afetlerin oluşum nedenleri ve aşamaları, ekmeğin ekmek olma aşamalarını tek tek açıklayan, ancak işin ustası, olmazsa olmazı, fırıncıyı inkar etmek gibidir.
Bizler elbette rasyonel bilime kulak vereceğiz, elbette alınabilecek tüm tedbirleri devlet, millet ve fertler olarak alacağız. Ancak birbirimizin kuyusunu kazdıkça, maneviyattan uzaklaştıkça, paraya taparcasına bu kadar değer verdikçe, zenginliğe ulaşan her yolu kendimize mübah gördükçe, merhameti hayatımızdan çıkardıkça, Rabb’imizi unuttukça deprem başta olmak üzere, doğal afetler hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecektir.
Denebilir ki, Avrupa ve Amerika Hristiyan. Neden onlarda bu kadar deprem olmuyor?
Buradaki yanılgı şudur: Yaradan’ın tek uyarısı deprem değildir. Evet baktığınız zaman Avrupa ve Amerika’da pek deprem olmuyor. Ancak Amerika, Avrupa, Japonya, Filipinler, Çin başta olmak üzere müslüman olmayan birçok ülkede şiddetli fırtına, kasırga, tsunami, tayfun, hortum gibi küçük ve orta ölçekli depremlere nazaran daha yıkıcı ve daha öldürücü doğal afetler sık sık görülmektedir.
Unutmayalım. Mekanın sahibi Allah’tır. Mekanı tahrip eder, birbirimize zarar verir, mekanın sahibinin koyduğu kurallara uymazsak bizi mekandan çıkarma hakkı vardır. Hem de bu öyle bir ev sahibinin kiranıza zam yapmasına yada sizi evden atmasına benzemez.
Onun içindir ki, mesajı iyi okumalı, depremleri, ramazanları fırsata çevirmemeli, aksine böyle durumlar millet olarak daha çok kenetlenmemize, birlik beraberlik içinde bulunmamıza, insan olarak her zamankinden daha fazla merhamet ve şefkat içinde hareket etmemize neden olmalıdır.
Özlenen ve yaşanılır bir dünya temennisiyle…
Saygıyla…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER