KENTİN KALBİNDE YENİDEN YEŞEREN BİR UMUT: ZİNCİRİYE MEDRESESİ

KENTİN KALBİNDE YENİDEN YEŞEREN BİR UMUT: ZİNCİRİYE MEDRESESİ

Diyarbakır, kadim tarihi ve zengin kültürel mirasıyla her köşesinde ayrı bir hikaye barındıran müstesna bir şehir. Bu şehrin siluetine asırlar boyunca damgasını vuran, taş duvarları arasında nice alimin yetiştiği, ilmin ve irfanın merkezi olmuş bir yapı yeniden canlanıyor: Zinciriye Medresesi.

Bu tarihi yapının Hayrat Vakfı’nın özverili çalışmaları ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün kıymetli destekleriyle yeniden hayat bulmuş. Zinciriye Medresesi’nin yeniden ilim irfan yuvası olması, sadece Diyarbakır için değil, Türkiye’nin kültürel mirasına sahip çıkma ve onu geleceğe taşıma adına atılmış önemli bir adım.

Zinciriye Medresesi’nin tarihi kökleri, Artuklu dönemine, 1198 yılına kadar uzanıyor. İnşasından Cumhuriyet dönemine kadar bir üniversite olarak hizmet veren bu muazzam yapı, yüzyıllar boyunca pek çok değerli alim ve düşünür yetiştirmiş, bölgenin ilim ve kültür hayatına yön vermiştir.

Ancak bir dönem zamanın yıpratıcı etkileri ve ilgisizlik neticesinde, bu tarihi miras atıl bir vaziyette kaderine terk edilmişti.

İşte tam da bu noktada, Hayrat Vakfı’nın gösterdiği hassasiyet ve üstlendiği sorumluluk takdire şayan. Vakfın, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile iş birliği içinde yürüttüğü restorasyon çalışmaları sayesinde, Zinciriye Medresesi adeta küllerinden yeniden doğmuş.

Medrese’nin yeniden bir ilim merkezi olarak işlev görmeye başlaması, tarihi misyonuna dönüş anlamına geliyor.

Medrese, sadece Diyarbakırlı öğrencilere değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrenci kardeşlerimize de kapılarını aralamış. Burada verilecek olan din eğitimi ve özellikle Osmanlıca dersleri, medresenin vizyonunu açıkça ortaya koyuyor.

Zira Kur’an-ı Kerim’in derin manasına vakıf olmak, onu doğru anlamak ve yorumlamak için Osmanlıca’nın önemi yadsınamaz bir gerçektir.

Zinciriye Medresesi’nin içine girdiğiniz zaman sıcak ve samimi atmosferi insanı adeta içine çekiyor. Bu tarihi mekanın sadece bir eğitim kurumu olmanın ötesinde, ziyaretçiler için de bir çekim merkezi haline gelmesi, onun kültürel ve sosyal hayata yeniden entegre olduğunun bir göstergesi.

İnsanların bu tarihi dokuyu soluyarak, geçmişle bağ kurarak huzur bulacağı bir mekanın oluşması son derece kıymetli.

Hayrat Vakfı yetkililerinin medreseyi bölgede önde gelen bir eğitim ve kültür merkezi yapma hedefi, aslında Zinciriye Medresesi’nin tarihi boyunca taşıdığı misyonun bir devamı niteliğinde.

Yüzyıllar önce olduğu gibi, bugün de bu medrese ilimle, irfanla, ahlakla yoğrulmuş nesillerin yetişmesine katkı sağlayacak bir ocak olma potansiyelini taşıyor.

Sonuç olarak, Zinciriye Medresesi’nin yeniden hayat bulması, Diyarbakır için büyük bir kazanım. Bu gelişme, sadece taş ve tuğladan ibaret bir yapının restore edilmesi değil, aynı zamanda köklü bir tarihin, zengin bir kültürün ve asırlar süren bir ilim geleneğinin yeniden canlanması anlamına geliyor.

Umuyoruz ki bu tür anlamlı projeler artarak devam eder ve Türkiye’nin dört bir yanındaki tarihi ve kültürel mirasımız, aslına uygun olarak korunarak gelecek nesillere aktarılır.

Zinciriye Medresesi’nin yeniden açılması, Diyarbakır’ın kalbinde yeşeren bir umut ışığıdır ve bu ışığın giderek daha da parlaması en büyük dileğimizdir.