Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Resul ÇETİN

TÜRKİYE’DE AKRAN ZORBALIĞI TIRMANIYOR…

TÜRKİYE’DE AKRAN ZORBALIĞI TIRMANIYOR…

Türkiye’de akran zorbalığı simetrik bir şekilde artışa geçmiş, tehlikeli bir tırmanışın içine girmiştir. Bu konuda paylaşılan istatiksel veriler kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bilhassa akıllı telefon ve sosyal medya kullanımının artmasıyla, siber zorbalık son yıllarda hızla yayılmış olduğu çok bilinen bir gerçekliktir. En sık karşılaşılan zorbalık türleri: sözel zorbalık (alay etme, lakap takma), sosyal dışlama, fiziksel zorbalık ve siber zorbalık.

Zira Türkiye’de yapılan çeşitli akademik araştırmalarda öğrencilerin:
%30 ila %60’ı akran zorbalığına uğradığını bildirmiştir.
%15-20’si düzenli olarak zorbalık yapan grupta yer almaktadır.
%50’ye yakını bir şekilde tanık olduğu ancak çoğunlukla müdahale etmediği tespit edilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı, 2021’de yaptığı okul iklimi araştırmasında öğrencilerin %36’sının “kendini okulda güvende hissetmediğini” belirtiyor.
2022 TÜİK Gençlik İstatistikleri: 13-18 yaş aralığındaki gençlerin %22’si en az bir kez siber zorbalığa maruz kaldığını bildirmiştir.

İstanbul’da 5 farklı devlet okulunda yapılan bir çalışmada:
Öğrencilerin %42’si en az bir defa sözel zorbalığa maruz kaldığını,
%18’i fiziksel zorbalık yaşadığını,
%25’i sosyal dışlamaya uğradığını bildirmiştir.

2023 verilerine göre, ortaokul ve lise öğrencilerinin %20’sinden fazlası çevrimiçi zorbalığa maruz kaldığını bildirmiştir.

Erkek öğrenciler daha çok fiziksel zorbalığa maruz kalırken, kız öğrencilerde sözel ve sosyal zorbalık daha yaygındır.

Zorbalığın en yoğun yaşandığı dönem genellikle ortaokul yıllarıdır (11-14 yaş).

Peki nedir “Akran Zorbalığı”? Türleri var mıdır? Varsa nelerdir? Sonuçları nelerdir? Biraz da bu konuları tahlil edelim.

Akran zorbalığı, genellikle okul ortamında ya da dijital mecralarda bir çocuğun veya gencin, yaşıtları tarafından sürekli olarak fiziksel, sözel, psikolojik veya sosyal baskıya, tehdit ve dışlamaya maruz bırakılmasıdır. Bu davranışlar kasıtlıdır ve süreklilik gösterir.

Türkiye’de akran zorbalığının türleri konusunda şunları söylemek pekala mümkündür:

İtme, vurma, tekmeleme, eşyaları zarar verme gibi davranışlar şeklindeki “Fiziksel Zorbalık” daha ziyade erkek öğrenciler arasında yaygındır.

Alay etme, hakaret, lakap takma, tehdit etme gibi sözlü saldırılar şeklindeki “Sözel Zorbalık” ise hem kız hem erkek öğrencilerde yaygındır.

Bir öğrenciyi oyunlardan ya da arkadaş gruplarından dışlama, arkasından konuşma gibi sosyal ilişkileri hedef alan zorbalıklar şeklindeki “Sosyal Zorbalık (Dışlama)” bilhassa ergenlik dönemindeki kız öğrenciler arasında sık görülmektedir.

Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları veya dijital oyunlar yoluyla yapılan zorbalık olan “Siber Zorbalık” yalan bilgi yaymak, küçük düşürücü paylaşımlar yapmak, tehdit içeren mesajlar atmak gibi yollarla yapılmaktadır.

Akran Zorbalığının Sonuçları ile alakalı olarak da sizlerle şu bilgileri paylaşmak kabil olacaktır:

Zorbalığın çocuk ve gençler üzerindeki etkileri hem kısa hem de uzun vadede ciddi olabilmektedir.

Psikolojik etkiler olarak depresyon, anksiyete, panik atak, özgüven kaybı, sosyal çekilme gibi belirtiler görülmektedir. Ayrıca travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) belirtileri, intihar düşünceleri ve girişimleri (özellikle siber zorbalıkta risk artar) görülen diğer belirtilerdendir.

Akran zorbalığının Akademik Etkilerini şöyle açıklamak elzem olacaktır:
Okul başarısında düşüş. Okula gitmek istememe, devamsızlık artışı.
Sınıf içi katılımda azalma.

“Akran Zorbalığıyla Mücadele yapılıyor mu?” şeklinde akla gelmesi verilen bilgilerin akabinde belki de refleks olarak ortaya çıkacaktır.
Ülkemizde akran zorbalığı ile mücadelenin bilhassa son yıllarda çok daha ciddi sistematik ve bilimsel veri yöntem ve tekniklerle yapıldığını söylemenin yanı sıra bunun yeterli boyutta olmadığını da belirtmek gerekir.

MEB, “Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri” çerçevesinde akran zorbalığını önlemeye yönelik çeşitli çalışmalar yürütmektedir.

Okullarda rehber öğretmenler aracılığıyla zorbalık tespit edilip ilgili müdahaleler yapılmaktadır.

Akran arabuluculuk programları. Empati ve sosyal-duygusal öğrenme çalışmaları. Öğrencilerin zorbalığa karşı farkındalık kazanmasını amaçlayan seminerler MEB’in yaptığı çalışmalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki akran zorbalığıyla mücadelede başka neler yapılabilir?
34 senelik bir eğitimci ve bu işin mutfağından gelen biri olarak akran zorbalığıyla mücadele konusunda şunların yapılması gerektiğine inandığımı belirtmek isterim:
Öğretmenler, veliler ve öğrenciler için düzenli seminerler şeklinde farkındalık eğitimleri verilebilir.

Öğrencilerin zorbalığı gizli şekilde bildirebileceği dijital ya da fiziksel sistemler şeklinde “Güvenli Raporlama Sistemleri” oluşturulabilir.

Özellikle ilkokul ve ortaokul seviyelerinde empati, problem çözme ve öfke kontrolü gibi konuların işlenmesi gibi “Sosyal Beceri Eğitimi” verilebilir.

Dijital medya okuryazarlığı derslerinde siber zorbalık ve etkileri konusunda bilgilendirilerek “Siber Zorbalık Bilinçlendirmesi” yapılabilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER