AHİR ZAMAN ZOR ZAMAN…
Bir hadis-i şerif üzerinden günümüzü okumaya anlamaya çalışacağız bu hafta.
Efendim malumunuz olduğu üzere, Cebrail Aleyhisselam Peygamberlere vahiy getirmekle görevli dört büyük melekten, hatta kimi İslâm kaynaklarına göre ise makam olarak da tüm meleklerin en üstünüdür. Her ne kadar son peygamber olan Peygamberimiz Hz. Muhammed’den sonra Hz. Cebrail’in yeryüzüne bir daha inmeyeceği sanılsa da bunun böyle olmadığı Efendi’mizden nakledilen bir Hadis-i Şerif’ten anlıyoruz.
Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Son gelişinde Cebrail’e (as) sordum: “Benden sonra daha yeryüzüne inecek misin?” Cebrail (as): “On defa daha ineceğim ve on şeyi kaldıracağım. İlk inişimde bereketi, ikincide insanların kalbinden merhameti, üçüncüde sevgiyi, dördüncüde hayâyı, beşincide adaleti, altıncıda fukaradan sabrı, yedincide zenginden cömertliği, sekizincide âlimlerden ameli, dokuzuncuda Kur’ân’ı, onuncuda imanı alıp gideceğim” buyurmuştur.
Yukarıda zikrettiğimiz Hadis-i Şerif; fıkıh, hadis ve tefsir âlimi Ebu’l-Leys es-Semerkandî’nin “Tenbîh-ul Gâfilîn” isimli eserinde geçmektedir.
Hadis-i Şerif’te buyurulduğu üzere şöyle bir bakıyoruz da hakikaten bereketin neredeyse sadece adı kalmış. İnsanın parasında, ömründe, zamanında, işinde gücünde, yemesinde, içmesinde bereket kalmamış.
Zira herkes geçen ömründen birşey anlamadığını, parasının hiçbir şeye yetmediğini, zamanın su gibi akıp gittiğini söyler durur.
Merhamet, düşküne, zayıfa, çaresize uzanan müşfik el, açılan kucak değil midir? Yeryüzünde merhamet kalmış olsaydı savaşlar katliama ve soykırıma dönüşür müydü? Bu kadar kadın cinayetleri, çocuk istismarları yaşanır mıydı?
Günümüzde insan insanı değil, eşyayı, parayı, lüksü, menfaati sever olmuş. Sevgi layık olduğu üzere ve dahi layık olduğu insana değil, yanlış yerlerde, yanlış şeylere duyuluyor. Tabi buna da ne kadar sevgi denirse artık!..
Hele ki mümin olmanın ve dahi insan olmanın, olabilmenin yegane, olmazsa olmaz ölçüsü hayanın nerdeyse zerresi yok artık. Sahi nerede o utanan, haya eden kadınlar, erkekler?..
Artık günahlar aleni işlenir oldu. En kötüsü de biz buna alıştık.
Oysa haya en güzel insani hasletlerin başında gelir. Haya eden insan güzel insandır, düzgün insandır. Haya eden insan, haksızlık etmez, yanlış yapmaz, zulmetmez. Haya eden insan edepli insandır.
Adalet derseniz en hasret kaldığımız, en çok ihtiyacımız olan mefhumun başında geliyor. Ancak aile yaşantımızdan tutun devletin kurumlarına varıncaya değin hayatın hiçbir alanında artık adaletin esamesi bile okunmaz hale gelinmiş.
Yoksulluk elbette katlanlması zor, yaşanması meşakkatli zor bir yolculuktur. Ancak sonu aklın alamayacağı kadar ilahi mükafat ile sonuçlandığı halde günümüzde geldiğimiz noktada maalesef fukarayı bu duruma artık sabreder göremiyoruz.
Toplumun en cimrileri maalesef zengin ve varlıklı insanlardır. Hatta insanlar zenginleştikçe daha çok mal sevgisi ve hırsı artıyor, daha çok cimrileşiyor. Zira tüm varlıklı insanlar zekatlarını tam manasıyla verseler belki de toplumun geniş kesiminde rahatlama hissedilir, yoksul insanların sayısında büyük düşüşler yaşanırdı.
Günümüzde alimlerin yaşantısı ile anlattıkları arasında büyük tezatlıklar mevcut. Topluma yoksulluğu öve öve bitiremezken kendileri lüks ve şatafat içinde hayat sürmekteler.
Elimizde bir kalmış Kur’an ve iman. Umarım ben Kur’an’ın ve imanın yeryüzünden kaldırıldığı döneme denk gelmem.
Ahir zamanda yaşıyoruz. Zor bir zaman. İmanlı yaşamak, imanlı kalmak, insan olmak, insan kalabilmek çok zor. Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
Selam ve dua ile…
Esen kalın…











YORUMLAR