Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Resul ÇETİN

ANNE BABA…

ANNE BABA…

Merhaba değerli okuyucular. Bugün hayatımızın tartışmasız iki büyük kahramanından söz etmek istiyorum sizlere.
Gözümüzü dünyaya açtığımız ilk andan itibaren yanımızda yer alan, en büyük destekçilerimiz, anne babalarımızdan…
Anne babayı bu kadar saygın kılan, vazgeçilmez yapan nedir? Neden onları bu kadar severiz? Varlıkları bize büyük keyif ve güven verirken, yoklukları, yaşımız kaç olursa olsun neden hayatımızı alt üst etmeye yeter de artar?
Neden “Babamın gölgesi yeter. ” der dururuz?
Aslında insanlık tarihi kadar eski sorular bunlar?
Tüm semavi dinlerde anne baba, Yüce Yaratıcı’dan sonra en fazla saygı gösterilmesi gereken varlıklar olarak işaret edilmiştir.
Gelişmiş uygarlıklarda, tüm kültürlerde, hatta budist ve ateist yada farklı varlıklara yapan milletlerde bile durum çok da farklı değildir. Anne baba, hayatımızın en özel insanlarıdır.
Hayatınızda birden fazla kardeşiniz, birden fazla amcanız, dayınız, teyzeniz, halanız, kuzeniniz olabilir. Birden fazla arkadaşınız, dostunuz, akrabanız olabilir.
Ancak anne baba tektir. İki anneniz, iki babanız olamaz. Bu mümkün de değildir.
Şu hayatta bir Allah tektir. Bir de anne babanız. Bu bile onların sizin hayatınızda ne kadar özel insanlar olduklarını anlatmaya kâfidir.
Ne kardeşiniz, ne amcanız, dayınız, en yakın, can ciğer kuzu sarması olduğunuz dostunuz, hiç kimse ama hiç kimse anne babanız kadar sizi sevemez, kimse onlar kadar canını, hayatını feda edecek kadar size düşkün olamaz.
Anne baba tam bir İlahi refleksle sizi karşılıksız, amasız, fakatsız, şartsız şurtsuz sever.
Sizden hiçbir karşılık beklemeden sizi sever, korur, kollar, besler, büyütür, hayata hazırlar.
İyiye, doğruya dair ne varsa, hayatımızda en çok işimize yarayacak ne varsa, merhameti, dürüstlüğü ilk onlardan öğrenir, en çok onlardan işitiriz.
Affınıza sığınarak söylüyorum, lavabo ihtiyacımız olunca kıvranır, yerimizde duramayız. Ancak anne bir fazlalığı, bir canı, bir insanı dokuz ay boyunca karnında taşır. Canıyla kanıyla besler. Üstelik bu anneye, anne sevgisine yapılmış bir güzelleme değil, bilimsel bir gerçekliktir.
İnanın bir annenin doğum sırasında yaşadığı sancıların verdiği acıyı silahtan çıkan kurşunlar yaşatmaz. Aradaki tek fark, biri öldürür, diğeri öldürmez. Yetmez anne iki sene boyunca sütüyle besler, baş ucunda sabahlar.
Baba ise karda, kışta, kıyamette, yağmurda, çamurda, ayazda, hastalıkta, sağlıkta; şartlar ne olursa olsun evlatları için çalışır, çabalar. Canı çıkar, sesi çıkmaz.
İkisinin de tek derdi evlatları ayaklarının üstünde dursun, güçlü olsun. Muhtaç ve biçare olmasın.
Anneler bağıra bağıra sever. Babalar sessiz sever. Serttir, yüzü çok gülmez lakin içten sever.
Sorarım size, günümüzde tabir-i caizse kimse kimseye karşılıksız günahını bile vermezken anne babaların bu özverilerini görmezden gelmemiz mümkün müdür?
Yada başka türlü soralım: Sizi anne babanız kadar, üstelik de hiçbir karşılık beklemeden sevecek kaç kişi var hayatınızda?..
Yaşamış kaç olursa olsun, içtimai mevikimiz ne olursa olsun hiçbir zaman onlara olan ihtiyacımız bitmez.
Kaç yaşınızda olursanız olun, ister otuz, ister kırk, ister seksen yaşında olun anneniz yoksa öksüz, babanız yoksa yetimsiniz.
Anneniz babanız yaşıyorsa hem zengin, hem güçlüsünüz.
Ebediyete intikal etmiş tüm anne babalarımızın mekanları cennet olsun. Yaşayan tüm anne babaların layık oldukları saygıyı, hak ettikleri değeri görmeleri dileğiyle….
Esen kalınız.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER