Osman Açıkalın / Barış Yılmaz
Diyarbakır’da yaşayan vatandaşlar, hızla artan yaşam maliyetiyle mücadele etmek zorunda kaldığı bir dönem yaşıyor. Özellikle asgari ücretle geçinen geniş kesimler, temel ihtiyaçlarını karşılamada ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bu durum, hem bireysel yaşamları hem de bölgenin sosyal ve ekonomik yapısını olumsuz etkiliyor.
VATANDAŞ GEÇİNMEKTE ZORLANIYOR!
Son dönemde Diyarbakır’da kira, gıda ve enerji gibi temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları, vatandaşların bütçelerini zora sokuyor. Özellikle gıda fiyatları, mevsimsel dalgalanmalara ek olarak genel bir yükseliş trendi gösteriyor. Kira fiyatları da benzer şekilde artış göstermekte, özellikle şehir merkezinde ve öğrenci yurtlarında yaşanan konut sıkışıklığı, kiraları daha da yükseltiyor. Bu durum, özellikle gençlerin ve çalışanların barınma sorununu daha da derinleştiriyor.
ASGARİ ÜCRETİN YETERSİZLİĞİ
Asgari ücret, ülkemizde çalışanların en düşük alabileceği ücret olarak belirleniyor. Ancak Diyarbakır’da yaşanan yüksek yaşam maliyeti karşısında, asgari ücretin satın alma gücü oldukça düşük. Asgari ücretle geçinen bir ailenin, temel ihtiyaçlarını karşılaması ve çocuklarını okutması neredeyse imkansız hale geldi. Diyarbakır’da yaşayan vatandaşlar, devletten asgari ücrete önemli bir artış yapılması ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi yönünde beklentilerini dile getirdiler. Özellikle enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönemde, asgari ücretin düzenli olarak enflasyon oranında artırılması, çalışanların yaşam standartlarının korunması için büyük önem taşıyor.
Özgür Haber Mikrofonlarına konuşan Diyarbakırlı vatandaşlar, asgari ücretin halkın yaşam kalitesini artıracak şekilde belirlenmesini talep ediyor.
‘YETKİLİLER SESİMİZE KULAK VERMELİ’
Diyarbakır’ın Merkez Bağlar İlçesi’nde esnaflarından İbrahim Usta, Türkiye’nin hiçbir yerinde mevcut asgari ücretle geçinmenin nerede ise imkânsız olduğunu söyledi. Şu anda vatandaşın beklentisi olan ücretin dahi halkı kurtarmadığının altını çizen İbrahim Usta, “Vatandaş ne kirayı ne evin geçimini sağlamıyor. Evin içinde de huzursuzluk, şiddetli geçimsizlik. Ev kirası, öğrencilerin okulları. Asgari 27 bin liradan aşağı olmamalı. Yetkililer sesimize kulak vermeli. Devlet yetkilileri neye karar verirse millet de kuzu gibi dinlemek zorunda. Çok zordur. Bu kar kış geçinmek zor. Ayakta kalmak için herkes mücadele ediyor. Yaşam koşulları da zor. Bir evde 3-4 tane öğrencisi olanın Allah yardımcısı olsun” dedi.
Lokantacı esnafı Hüseyin Gökhan Korkut ise yeni asgari ücrette halkın durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti.
‘HALK EKONOMİK OLARAK PERİŞAN DURUMDA’
Halkın ekonomik olarak perişan bir durumda olduğuna dikkat çeken Korkut şunları söyledi;
“Kimse asgari ücretle bu memlekette geçinemiyor. Bırak evliyi bekar bile geçinemiyor. Bu lokantada kaç tane eleman çalışıyor. Genç elemana asgari ücret verince diyor ki abi ben toplayamıyorum (birikim. Bu adamın önünde evlilik var, askerlik var bu enflasyonda nasıl geçinsin? Millet perişandır. Bu yemeği yiyemiyor. Yanlış anlaşılma olmasın yiyemiyor. Bu mekânın %50 işi düşmüş iş yapamıyor. Adam (iş veren) elemanlara bile para yetiştiremiyor hayat şartları gerçek anlamda çok pahalı.”
‘MİLLET EVİNE EKMEK GÖTÜREMİYOR’
Konuyla ilgili beklentilerine de değinen Hüseyin Gökhan Korkut, “Bu fakir fukara ne yapsın çözüm onlarda değil ki. Çözüm bu ülkeyi, memleketi, burayı yönetenlerde. Millet açtır. Millet perişandır evine ekmek götüremeyen insanlar vardır. İntihar edenler var. Herkes bu yemeği de yiyemiyor. İşlerimizde yüzde 50’den fazla düşüş var. Bunlar hep enflasyondan kaynaklı. Durum vaziyet bu. Mevcut durumda asgari ücreti 30 bin bile yapsa şu an bu şartlarda gençler geçinemiyor. Bir ayakkabı 3 bin lira. Bir pantolon 1 bin lira. Gençler bile bu durumda ise ev geçindirenlerin durumunu siz düşünün. Biz kalkıp bekarla ile evlileri aynı tutumayız. İşin gerçeği bu ama birilerinin hoşuna gider gitmez o ayrı bir mesele. Sonuç itibari ile doğru bir tane” diye konuştu.
‘ASGARİ ÜCRET AÇLIK SEVİYESİNİN ÇOK ALTINDA’
Abdullah Sönmez isimli vatandaş ise “Asgari ücret açlık seviyesinin çok altında kalıyor. 6 ayda bir asgari ücrete yapılan zam yapılmasına rağmen bu rakamlar açlık sınırının altında yine kalıyorduk. Zam oranları yüzde 20-25 oranlarından bahsediliyor. Bahsedilen bu rakamlar özellikle bu bölge insanlarını kurtarmaz. Çünkü kira fiyatları çok yüksek. Giderler bir maaşın çok üstüne çıkmakta. Yüzde 30-35 oranından bir artış olacağını düşünüyorum. Gelinlikle yetecek bir rakam değil. Çünkü, gidişatı hiç iyi görmüyoruz. Kimse ay sonunu getiremiyor artık. Umarız beklentimiz olsun ama bir beklentimiz de artık yok. Bir müjde geleceğini sanmıyoruz çünkü 22-23 bin Tl olarak konuşuyorlar. Benim gözümde asgari ücretin minimum 30 bin Tl olması gerekiyor. Tabii bu şartlarda periyodik şekilde artması gerekiyor. Gelir seviyesinin yükselmesi için, insanların refaha kavuşması için. Zaten kimse aç kalmıyor. Bir şekilde herkes geçimini sağlıyor ama istediğimiz konforlu yaşamı sağlayamıyoruz. Konforlu yaşam dediğimiz insanlar istediğini giyebilmeli, alabilmeli. Yok cebinde akıllı telefon var yok 30 bin liralık akıllı telefonu kullanıyor diye demek insanların durumu iyidir. Bu şekilde değil. Zaten kimse aç kalmıyor ama konforlu yaşantısı var anlamına gelmez. İstediğimiz konforlu yaşamı şu an sağlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘EN AZ 30-35 BİN ALMASI LAZIM’
İsmini vermek istemeyen başka bir vatandaş da “Ben asgari ücretle çalışmıyorum ancak asgari ücretli birinin evi geçinebilmesi için en az 30-35 bin alması lazım. Ben günlük bin 200-bin 300 TL kazanan bir ev sahibi olarak geçimimi sağlayamıyorum. Asgari ücretle çalışan insanın Allah yar ve yardımcısı olsun” ifadelerini kullandı.