Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bölge illerinde kuraklık alarmı: Ekinler kurudu, çiftçi borç batağında!

Diyarbakır ve Şanlıurfa başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde etkili olan kuraklık, tarım arazilerinde büyük bir felakete yol açtı. Yağışların yetersizliği nedeniyle buğday, arpa ve mercimek tarlaları kurudu, hasat umudu tükendi. Çiftçiler, artan maliyetler ve ürün kaybıyla borçlarını ödeyemez hale gelirken, hayvancılık da saman sıkıntısıyla karşı karşıya. Bölge çiftçisi devletten acil destek beklerken, uzmanlar önlem alınmaması halinde gıda krizinin kapıda olduğu uyarısında bulunuyor.

Diyarbakır ve Şanlıurfa başta

Ömer Türk / Özel Haber

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bereketli toprakları, özellikle Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi tarımsal üretimde lokomotif görevi gören kentlerde, bu yıl beklenmedik bir kuraklık kriziyle karşı karşıya. Mevsim normallerinin altında seyreden yağışlar, bölgedeki tarım arazilerinde ciddi bir susuzluğa yol açarak, çiftçilerimizin umutlarını yeşerten ekinleri tehdit ediyor.

FİLİZLER BAŞAK BİLE VERMEDEN KURUDU

Tahıl üretiminin kalbi olarak nitelendirilen Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Mardin ve Adıyaman ovalarında, buğday, arpa ve mercimek tarlaları adeta can çekişiyor. Normalde bu dönemde çoktan boylanması gereken bitkiler, susuzluğun etkisiyle 10-15 santimetre gibi oldukça kısa bir seviyede kaldı. Hatta birçok tarlada, çiftçinin emeğiyle yeşeren filizler, henüz başak bile vermeden kurudu.

HASAT UMUDU YOK OLDU!

Bu acı tablo, çiftçilerimizin geleceğini karartırken, kuruyan ekinler artık hasat umudunu tamamen yok etti. Tarlalar, bir zamanlar bereketin simgesi iken, şimdi çaresizce otlayan hayvanlara yem oluyor. Diyarbakır ve çevre illerdeki üreticiler, sadece tarımda değil, aynı zamanda hayvancılıkta da derin bir çıkmazın içine sürükleniyor. Tarladan ürün alamayan çiftçiler, kullandıkları mazot ve gübre gibi girdiler için aldıkları borçları ödeme konusunda büyük bir endişe taşıyor. Bununla birlikte, hayvancılığın temelini oluşturan saman ihtiyacının karşılanamaması da sektörü olumsuz etkiliyor.

ÇİFTÇİ MALİYETLERİN ALTINDA EZİLİYOR

Kuraklığın en ağır sonuçlarını yaşayan Şanlıurfa’nın kırsal kesimlerindeki çiftçiler, umutsuzluklarını dile getiriyor. Tarlalarında ekinlerin gelişmediğini, hayvanlarının saman yetersizliği nedeniyle açlıkla mücadele ettiğini belirtiyorlar. Borçla aldıkları mazot ve gübrenin maliyetinin altında ezildiklerini ve bu şartlarda borçlarını ödemelerinin imkansız olduğunu vurguluyorlar. Çaresiz kalan çiftçiler, devletin kendilerine acil ve kapsamlı bir destek eli uzatmasını bekliyor.

‘İÇİMİZ KAN AĞLIYOR’

Yılladır topraklarına büyük emek veren Diyarbakırlı çiftçi Süleyman Çapak, “Bu topraklar benim canım, ciğerim gibi. Yıllardır bu tarlalarda emek verdim, alın terimle yoğurdum. Eskiden yağmurlar bereketiyle gelirdi, ekinlerimiz boy boy olurdu. Şimdi ise toprak susuzluktan çatlıyor, içimiz kan ağlıyor. Hatırlıyorum da, dedem tarlaya ilk tohumu atarken dua ederdi. Babam da aynı özenle toprağı işlerdi. Ben de onların izinden gittim, bu topraklara sevdalandım. Her bahar, yeşeren filizler içimi umutla doldururdu. Ama bu sene o umut yerini derin bir endişeye bıraktı” dedi.

Bölge illerinde kuraklık alarmı: Ekinler kurudu, çiftçi borç batağında!

‘EMEKLERİMİZ KURUDU GİTTİ’

Yağmurun yüzünü unuttuklarını kaydeden Çapak, “Toprak o kadar kurudu ki, sanki demir gibi oldu. Ektiğimiz tohumlar filizlendi ama gelişemedi. Güçsüz kaldı, sarardı soldu. Daha başını bile vermeden kurudu gitti o kadar emek. Şimdi bu tarlalar, bir zamanlar altın sarısı başaklarla doluyken, kupkuru otlaklara döndü. Hayvanlarımız aç kalmasın diye mecburen buraya salıyoruz onları. Ama bu da çözüm değil ki. Ne ürün alabildik ne de hayvanlarımıza yeterli yiyecek sağlayabildik. Bankalara borcumuz birikti. Mazot aldık, gübre aldık, umudumuz hasattaydı. Şimdi ne yapacağız? Bu borçları nasıl ödeyeceğiz? Çoluk çocuğumuzun rızkını nereden bulacağız? Kara kara düşünüyoruz. Devletimizden yardım bekliyoruz. Bizim sesimizi duysunlar. Bu kuraklık sadece bizim sorunumuz değil, bütün ülkenin sorunu. Eğer bize destek olmazlarsa, gelecek sene bu tarlalar boş kalır, sofralarımız eksik kalır. Bizim tek dayanağımız bu topraklar. Ne olur, bize sahip çıksınlar” diye konuştu.

‘DEVLETİN EL UZATMASINI İSTİYORUZ’

Şanlıurfalı çiftçi Ramazan Kaya ise bu yıl ekinlerin tamamen kuruduğunu belirtti. Devletin kendilerine destek vermesini isteyen Kaya, “Nasıl ektiysek öyle duruyor, ekinler kurudu. Hayvancılık öldü, bu yıl hayvana verecek saman bile yok. Mazot, gübre her şey borçla alındı. Şimdi nasıl ödeme yapacağız bilmiyoruz. Kuruyan ekinleri hayvanlar bile yemiyor. göçüp gideceğiz, devletin el uzatmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

GIDA GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE

Meteoroloji uzmanlarının verileri, kuraklığın önümüzdeki dönemde de etkisini sürdüreceği yönünde endişe verici sinyaller veriyor. Tarım uzmanları ise, bu duruma karşı zamanında ve etkili önlemler alınmaması halinde, bölgede ciddi bir gıda arzı krizinin yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Türkiye’nin önemli tahıl ambarı konumundaki bu bölgenin Ziraat Odaları da, çiftçilerin yaşadığı mağduriyete dikkat çekerek, devlet yetkililerinden gerekli desteklerin ivedilikle sağlanması çağrısında bulunuyor. Aksi takdirde, bu kuraklık sadece çiftçilerimizi değil, tüm ülkenin gıda güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaşabilir.