ÇARPIK DÜZEN!

ÇARPIK DÜZEN!

İnsanlık, tarih boyunca çeşitli kültür ve dönemlerden geçmiştir. Kimi dönemler karanlık geçerken, kimi dönemlerde aydın olarak nitelenmiştir. Karanlık dönemler; insanlığın gelişememesinden, durağan kalmasından, eziyet görmesinden, bilgisizliğinden, haksızlığa uğratılmasından, sömürülmesinden yakınılmıştır. Aydınlık dönemlerde ise teknolojik gelişmeler katedilmiş, insan hakları ön plana çıkmış, adil bir düzen içerisinde kadın ve erkek eşitliği sağlanmaya çalışılmış, sosyal haklar verilmiş, tüm canlıların can güvenliği korunmaya çalışılmıştır.

Günümüz de bi yandan aydınlık dönem yaşanmaya çalışılırken, diğer yandan karanlık bir dönem kendini gösteriyor. Karanlık dönemin en belirgin örneği de paranın alım gücü olmaktan çıkıp, zenginler arasında dönüp dolaşan bir sermaye ye dönüşmesidir. Mal sahipleri mallarını istedikleri fiyattan satıyor. Alıcılar ise o fiyatı mecbur kabul ediyor. Kamu kontrollerinin çokça yapılmasına rağmen fırsatçılar bu durumu tamamen krize çevirmektedirler. Bu durum eski çağlardaki adaletsizliği ve dengesizliği aratmamaktadır. En basit deyimiyle günümüzde bazı ev sahipleri onlarca evi olmasına rağmen kira fiyatlarını sürekli yükseltmektedirler. Geçen bir bina da boş bir daire için bakındım. Ev sahibi kira olarak 12 bin istedi.

Ev sahibine, dedimki;

-böyle küçük bir yerde neden bu kadar kirayı yüksek tutuyorsunuz ki? Bana aynen şöyle dedi.

– işine gelirse kalırsın, yoksa, sırada bir sürü askeri personel var, onlara vereceğim.

-Bari biraz indirim yapsanız olmaz mı? Dedim.

-Yok, babam da gelse benim fiyatım aynıdır. Hatta, yeni yılda fiyat iki katına çıkacak. Dedi.

Aynı binada bulunan ve daha evvelden oturan kiracılara sordum! Ne kadar kira ödüyorsunuz? diye! Hepsinin kirası 2 bin ve 3 bin tl arasında değişiyormuş. Daireye yeni girecek olan kiracılara, daireler 3-4 kat katlanmış şekilde kiraya veriliyor. Bu vicdanını kaybetmiş ev sahibi fırsattan istifade ederek, yüksek meblağdan aldığı kiralarla her yıl düzenli olarak “kurban kesiyor ve Hac yapmaya gidiyor, namaz da kılıyormuş…

Adalet er ya da geç tecelli edecektir. Kimse bugünkü gücüne güvenip elindeki fırsata göre hareket etmesin; aynı toprağın altında eşit olacağımızdan, ve yaptıklarımızın hesabını vereceğimizden kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın.

“Kıyâmet günü biz adâlet terâzilerini kuracağız da hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacak. Yapılan iş hardal tanesi kadar bile olsa, biz onu getirip mizana koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz! (Enbiya 47)”