Ferhat Kaplaner / Özel Haber
Havaların ısınmasıyla birlikte her yıl tekrarlayan anız yangınları bu yaz da kendini göstermeye başladı. Önceki gün Diyarbakır’ın merkez Kayapınar İlçesi’ne bağlı Talaytepe Mahallesi’nde meydana gelen anız yangını, bölge sakinlerine korku dolu anlar yaşattı. Yerleşim birimlerine ve araçlara yakın bir noktada çıkan yangın, olası bir faciayı kıl payı önledi.
BÜYÜK TEDİRGİNLİK YARATTI
Yangın, Winston AVM’nin arkasında bulunan otoparkın hemen bitişiğindeki bir tarlada çıktı. Alevlerin yerleşim yerlerine ve park halindeki araçlara bu kadar yakın olması, vatandaşlarda büyük tedirginlik yarattı. Yangından yükselen dumanlar kilometrelerce uzaklıktan fark edilirken, vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine hızla itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin zamanında ve etkin müdahalesi sayesinde yangın büyümeden kontrol altına alındı ve söndürüldü. Yangının kısa sürede yayılmadan söndürülmesi, bölgedeki ev ve araçlara sıçramasının önüne geçerek olası bir felaketi engelledi.
CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ DE TEHDİT EDİYOR
Çevre sakinleri, hava sıcaklıklarının zaten yüksek olduğunu belirterek, bu tür anız yangınlarının bilerek çıkarılmasına anlam veremediklerini dile getirdi. Her yıl yaşanan bu anız yangınları, hem çevreye hem de insan sağlığına ciddi zararlar verirken, aynı zamanda can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Bölge halkı yetkililerin., vatandaşları anız yakma konusunda uyarması gerektiğine dikkat çekerek, bu tür durumların önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulundu.
‘TOPRAĞIN VERİMLİLİĞİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR’
Konuyla ilgili konuşan Ziraat Mühendisi Cengiz Doğan, “Havaların ısınmasıyla birlikte artan anız yangınları maalesef her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir sorun teşkil ediyor. Bir ziraat mühendisi olarak bu durumun hem tarım topraklarımız hem de genel çevre sağlığımız açısından kabul edilemez sonuçları olduğunu belirtmek isterim. Öncelikle toprağa olan etkilerinden bahsetmek gerekirse, anız yakmak çiftçilerimizin kısa vadede pratik bir çözüm gibi gördüğü ancak uzun vadede toprağın verimliliğini derinden etkileyen bir uygulamadır.
‘TOPRAKTAKİ ORGANİK MADDEYİ YOK EDİYOR’
Anız yangınları, toprağın üst katmanında bulunan ve bitkisel üretimin can damarı olan organik maddeyi yok eder. Organik madde, toprağın su tutma kapasitesini artıran, havalanmasını sağlayan ve mikroorganizma faaliyetleri için elverişli bir ortam oluşturan temel bileşendir. Bu yangınlarla birlikte toprağın doğal yapısı bozulur, erozyona karşı direnci azalır ve besin maddeleri kaybı yaşanır. Kül haline gelen besinler rüzgar ve su ile kolayca taşınarak topraktan uzaklaşır. Ayrıca, topraktaki faydalı mikroorganizmalar ve solucanlar gibi canlılar da yüksek ısıdan dolayı ölür. Bu da toprağın biyolojik çeşitliliğini ve doğal dengesini olumsuz etkiler, toprağı cansız bir yapıya dönüştürür” dedi.
‘HAVA KALİTESİNİ CİDDİ ŞEKİLDE DÜŞÜRÜYOR’
Anız yangınlarının çevreye olan zararlarını da anlatan Doğan, “Çevreye olan zararlarına gelince, anız yangınları atmosfere büyük miktarda karbon monoksit, karbon dioksit, azot oksitler ve partikül madde gibi sera gazları salar. Bu gazlar küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine katkıda bulunurken, aynı zamanda hava kalitesini ciddi şekilde düşürür. Solunum yolu rahatsızlıklarına, astım krizlerine ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, yangınların kontrolsüz bir şekilde yayılma riski her zaman mevcuttur. Rüzgarın etkisiyle kolayca yayılan alevler, sadece tarım arazilerini değil, ormanlık alanları, yerleşim yerlerini ve doğal yaşamı da tehdit eder. Bu durum, biyoçeşitliliğin kaybına ve ekosistemlerin zarar görmesine neden olur” diye konuştu.
‘SAĞLIKLI TOPRAKLAR, SAĞLIKLI BİR GELECEKTİR’
Diyarbakır’da yaşanan son olayın da bunun en somut örneklerinden biri olduğunun altını çizen Ziraat Mühendisi Cengiz Doğan, “Yerleşim birimlerine bu denli yakın bir noktada çıkan yangın, neyse ki büyümeden söndürüldü ancak olası bir felaketin eşiğinden dönüldü. Vatandaşların tedirginliği son derece haklı. Anız yakmak yerine, anızların toprağa karıştırılması, sap-samanın hayvan yemi olarak değerlendirilmesi veya biyokütle enerjisi üretiminde kullanılması gibi çok daha sürdürülebilir ve faydalı yöntemler bulunmaktadır. Bu konuda çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi ve alternatif uygulamalara yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Unutmayalım ki sağlıklı topraklar, sağlıklı bir gelecek demektir” ifadelerini kullandı.
‘CİĞERİMİZ YANIYOR, ÇOCUKLARIMIZ DUMAN SOLUYOR’
Talaytepe Mahallesi sakinlerinden Ramazan Hasırlı ise, “Valla ne diyeyim, artık bıktık bu anız yangınlarından. Her sene aynı terane. Hava zaten sıcaktan kavruluyor, bir de bu yangın dumanları basınca iyice daralıyoruz. Geçen günkü yangın da gözümüzün önünde çıktı, Winston AVM’nin arkasında. Korku içinde izledik, yangın bir yerleşim yerine sıçrasa halimiz ne olurdu diye düşündük durduk. Allah’tan itfaiye ekipleri çabuk geldi de facia yaşanmadı. Şu anız yakma meselesi bir türlü bitmiyor. Çiftçilerimiz de ekmeğinin derdinde ama bu yaptıkları hem kendilerine hem de bize zarar veriyor. O dumanı soluyan çocuklarımız var bizim, ciğerleri yanıyor. Zaten şehirde nefes almak zor, bir de bu yangın dumanları eklenince hayat iyice çekilmez oluyor” şeklinde konuştu.
‘YETER ARTIK, NEFES ALMAK İSTİYORUZ’
Hasırlı, “Toprağa zararı bir yana, havayı kirletmesi, en önemlisi de can güvenliğimizi tehdit etmesi kabul edilemez. Bir rüzgar esse, kıvılcım atlasa, bizim evlerimize kadar gelir o yangın. Kim verecek bunun hesabını? Yetkililerden ricamız, bu konuda daha caydırıcı önlemler alsınlar. Çiftçileri bilgilendirsinler, alternatif yollar göstersinler. Anız yakmak yerine başka şeyler de yapılabilir. Yeter artık, nefes almak istiyoruz, korku içinde yaşamak istemiyoruz” diye kaydetti.