Osman Açıkalın / Özel Haber
Mardin’de çekilen ve Kanal D ekranlarında yayınlanan “Uzak Şehir” dizisindeki şiddet sahneleri ve çarpık akrabalık ilişkilerinin normalleştirilmesi büyük tepki topladı. Bölge halkı ve sivil toplum kuruluşları, dizinin Mardin’in gerçeklerini yansıtmadığını ve bölgeye yönelik önyargıları güçlendirdiğine dikkat çekti. Eleştirilere göre, dizideki senaryo, şiddeti ve çarpık ilişkileri olağan hale getirerek bölgeler arasında ayrımcılığa yol açıyor. Reyting kaygısıyla böylesine hassas bir konunun bu şekilde işlenmesinin kabul edilemez olduğu vurgulanıyor.
‘SENARYO GERÇEKLERLE UYUŞMAMAKTADIR’
Söz konusu duruma tepki gösteren Diyarbakır Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, dizdeki senaryoyu kınadı. Ebedinoğlu, “Mardin ilimizde çekilen ve Kanal D’de yayınlanan “Uzak Şehir” isimli dizide aktarılan hikayedeki şiddet olayları ve akrabalık ilişkilerinin çarpıklığının normalize edilmesi bölgemizin gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Bu ve benzeri senaryolar bölgeler arasında önyargıyı beslemekte ve ayrımcılığa yol açmaktadır. Reyting uğruna yayınlanan senaryoların bir bölgeyi/halkı aşağılamasını kınıyorum” dedi.

“UZAK ŞEHİR” DİZİSİ BİZİ TEMSİL ETMİYOR!’
Uzak şehir isimli dizinin kendilerini temsil etmediğinin altını çizen Diyarbakırlı vatandaş Veli Demir ise “Ben bir Diyarbakırlı olarak, “Uzak Şehir” dizisinde yansıtılan görüntüler karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Dizideki şiddet sahneleri ve çarpık ilişkiler ne bizim kültürümüzü ne de bizim insanımızı temsil ediyor. Mardin’de çekildiği söylenen bu dizi, sanki tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni tek bir kalıba sokmaya çalışıyor. Bizler, asırlara dayanan bir tarihe ve zengin bir kültüre sahip insanlarız. Hoşgörü, misafirperverlik ve kardeşlik bizim temel değerlerimizdir. Ancak dizi, bu değerlerin yerine şiddeti ve çatışmayı ön plana çıkararak, bölgemize yönelik önyargıları güçlendiriyor” dedi.
‘İNSANLARIN BAKIŞ AÇILARINI OLUMSUZ ETKİLİYOR’
Reyting uğruna böylesine hassas konuların bu şekilde işlenmesinin kabul edilir bir duruma olmadığının altını çizen Demir şunları kaydetti;
“Böyle bir dizinin yayınlanması, sadece bizim değil, tüm Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayan insanların birbirlerine bakış açılarını olumsuz etkiliyor. Reyting uğruna böylesine hassas bir konunun bu şekilde işlenmesi kabul edilemez. Dizinin yapımcılarına sesleniyorum: Lütfen bölgemizi ve insanımızı daha gerçekçi bir şekilde yansıtmaya çalışın. Bizler, sadece şiddet ve çatışmalarla değil, aynı zamanda sanatımızla, müziğimizle, mutfağımızla ve kültürümüzle de tanınmak istiyoruz.

‘TOPLUMDA YANLIŞ ALGILARA NEDEN OLUYOR’
Medya, toplumun aynasıdır. Bu aynada yansıyan görüntülerin doğru ve gerçekçi olması çok önemlidir. “Uzak Şehir” gibi diziler, bu aynayı kirletiyor ve toplumda yanlış algılara neden oluyor. Umarım ya dizinsin senaryosunda düzeltmeye gidilir yada bir an önce yayından kaldırılır ve yerine bölgemizin güzelliklerini ve değerlerini yansıtan daha anlamlı yapımlar gelir.”
‘SOSYOLOJİK TRAVMALARI BESLİYOR’
Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ da söz konusu senaryolardaki davranışların, şiddeti ve dini sembolleri kullanmaları geleneklerin yozlaşmasına neden olduğunu vurguladı. Akdağ, “Yıllardır birbirinin aynısı kopya senaryolarla Doğu insanını anlattığını iddia eden dizi ve filmlerin reyting uğruna klişe haline getirildiğini maalesef bu yapımda da görüyoruz. Oysa diğer kopyalarında olduğu gibi bu dizide de genel şiddet eğilimi ve bilhassa kadına yönelik şiddet bir araç olarak kullanılmaktadır. Doğuda emniyetin, asayişin olmadığı kadın ve çocukların can güvenliğinin olmadığına dair mesajlar taşıyan bu tür yapımlar psikolojik ve sosyolojik travmaları beslemekten başka fayda sağlamamaktadır” diye konuştu.
‘YOZLAŞMAYA NEDEN OLUYOR’
Akdağ, “Bununla beraber Doğu insanını temsil eden rollerdeki karakterlerin sözde geleneksel yapıyı korumak uğruna çarpık ilişkileri, acımasız davranışları, şiddeti ve dini sembolleri kullanmaları geleneklerin yozlaşmasına neden olmaktadır. Son tahlilde, tüm bunlara şahit olan gençlerimizin zihninde gelenek, kültür, din ve ahlak kötü çağrışımlarla eşleşmektedir. Bu tür yapımların öncelikli amaçları maddi kaygılar için sosyolojik gerçeklerin çarpıtılması olmamalıdır. Bilakis toplumsal barış ve gençlerin kültürlerine ısınmaları için gerçek Anadolu insanının işlenmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.


