Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gençlik zehirleniyor!

Türkiye’de uyuşturucu kullanımının giderek genç yaşlara inmesi, toplumun karşı karşıya kaldığı en ciddi sorunlardan biri haline geldi. Özellikle 10 yaşındaki çocukların bile bu tehlikeli alışkanlıkla mücadele etmek zorunda kalması hem aileleri hem de tüm toplumu derin bir endişeye sürükledi. Bu durumun sadece bireylerin değil, toplumun tamamının geleceğini tehdit ettiği gerçeği gözler önüne serdi.

Türkiye’de uyuşturucu kullanımının giderek

Osman Açıkalın / Ömer Türk / Hasan Dersan

Türkiye genelinde uyuşturucu bağımlılığı, özellikle gençler arasında alarm verici boyutlara ulaştı. Uyuşturucu kullanım yaşının düşmesi, ailelerin içindeki bağımlılık vakaları ve metruk binaların uyuşturucu kullanımına ev sahipliği yapması gibi sorunlar, toplumun tüm kesimlerini derinden sarstı. Çocuklarını bu batağa düşmekten korumak isteyen aileler, kendilerine uzanacak bir yardım eli aramaya başladı.  Uyuşturucu bağımlılığının sadece bireysel bir sorun olmadığını, toplumsal bir sorun olduğunu vurgulayan Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Federasyonu Diyarbakır İl Başkanı Enver Geçmez, ekonomik sıkıntılar, gençlerin geleceğe dair kaygıları, boş zamanların değerlendirilememesi gibi faktörlerin, bağımlılığa yatkınlığı arttırdığına dikkat çekti. Bu sorunun çözümü için her kesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydeden Geçmez, uyuşturucuyla mücadele, sadece devletin değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğunda olduğunun da altını çizdi.

Sonuçlar vahim boyutta

Sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkmaya başlayan Uyuşturucu bağımlılığı, gelecek nesilleri de tehdit etmeye başladı.  Bu durumun nedenleri arasında ailelerin farkındalık eksikliği, kötü arkadaş çevresi, okulda yaşanan sorunlar, sosyal çevrenin etkisi, medya ve internetin yanlış yönlendirmeleri ve uyuşturucu maddelere erişimin kolaylaşması gibi faktörler yer aldı. Bu durumun sonuçları ise oldukça vahim. Uyuşturucu bağımlılığı, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkilerken, eğitim hayatlarını da yarıda bırakmalarına ve sosyal ilişkilerden koparmalarına yol açıyor. Ayrıca, suç oranlarının artmasına ve ekonomik kayıpların yaşanmasına da zemin hazırlıyor.

‘Bir nesil heba oluyor’

Yaşanan vahim tabloya ilişkin Özgür Haber’e konuşan Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Federasyonu (DUMFED) Diyarbakır İl Başkanı Enver Geçmez, bir neslin heba olduğunu vurgulayarak, acil önlemler alınması gerektiğine dikkat çekti. Geçmez, “Malum dünya coğrafyasında başa bela bir olay vardır. Bu başa bela olan olaylardan biri de uyuşturucu bağımlılığı, kimyasal kullanımlardır. Bundan dolayı biz şuan çocukların uyuşturucu içme yaşının gerçekten çok alt seviyelere geldiğini gördük.  Aynı zamanda kendi ailemizin içinde bile kullanan gençlerimiz olduğunu görünce bu toplumun büyük yarasıdır. Eğer bugün biz bu yaraya susarsak, bu yarayı sarmazsak, inan edin  bu kangren gibi yayılacak ve her yeri kaplayacak.  Şuan madde kullanım oranı gerçekten çok çok fazlalaştı. Ufacık çocuklarımızın şu an geleceği çok büyük bir bataklığa gömülmek üzere.  Bundan dolayı Diyarbakır değil dünya geneli şunu söylemek istiyorum. Benim çocuğum yapmaz demeyin. Benim çocuğum düşmez demeyin. Bu toplumun bütün toplumun bir yarasıdır. Bu ne dine, ne dile, ne renge, ne de ırka bakar. Ateş düştüğü yeri yakar. Bugün dünyada bir annenin bir babanın en acı olaylarından biri kendi çocuğunun kendi karşısında erimesi ve yavaş yavaş ölmesidir” dedi.

Gençlik zehirleniyor!

‘Ailelerle sürekli görüşüyoruz’

Birçok aile ile görüşmeler yaptıklarını belirten Geçmez, “Birçok anne bize sosyal medyada veya normal şekilde ulaşıp çocuklarının durumunu anlatıyorlar. Bizden yardım istiyorlar. Bizim onları nasıl kurtaracağımızı onlara nasıl yardım edeceğimizi söylüyorlar ama  maalesef biz de onlara çok büyük yardımlarda bulunmak istiyoruz ancak buna gücümüzün yettiğini yapabiliyoruz.  Buradan Diyarbakır’ın veya dünyanın bu bütün yetkililerine buradan şunu söylemek istiyorum. Bu ülke hepimizin ülkesidir. Eğer beyni bitmiş bir gençlik ülkeye hiçbir faydası olmayacaktır. Ülkeyi çok geride bırakacaktır.  Bunun acilen önlenmesi ve bu konuyu mecliste en ön sıralara alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bundan dolayı çok büyük bize ihbar halinde mesajlar gelmekte” diye konuştu.

Bir babanın yardım çığlığı

Kendilerine ulaşan bir babanın yardım çığlığını anlatan Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Federasyonu Diyarbakır İl Başkanı Enver Geçmez şunları kaydetti;

“Mesela bunlardan bir örnek. Bir baba bana şunu yazdı. Dediki “Allah, peygamber için bana yardımcı ol. Ben Diyarbakır’da kapıcılık yapıyorum ve benim çocuğum kristal denilen (met) maddeye düşmüş. Benim üzerimden 2 sefer kredi çekmiş. Krediyi ödemekte zorlanıyorum. Ben kapıcılıkta aldığım parayı kendi aileme mi harcıyayım yoksa çocuğumun yapmış olduğu hatalara mı harcıyayım? Bana yardım etmezsen ben ya çocuğu öldüreceğim ya kendimi öldüreceğim? Allah rızası için bu konuda yardımcı ol.”

Gençlik zehirleniyor!

‘Aileler evlatları tarafından tehdit ediliyor’

Ben de beni arayan bana mesaj atan abime (babaya) dedim ki gelelim çocuğunun, kendisinin tedavi sürecini kabul etmesi gerek. Gelelim çocuğunla konuşalım. Ona ilk önce sözlü anlatalım. Onu bilgilendirelim. Ondan sonra tedavi kabul ederse götürelim dedik. Bunun üzerine anlaştık, randevulaştık.  Birbirimize randevu verdik. Buluşma günü ve saat geldiği zaman, aradık abimizi (baba). Abimiz dedi ki ben vazgeçtim. İşte bir bahane uydurarak vazgeçtiğini söyledi. Vallahi o baba neden vazgeçti biliyor musunuz? O baba evladı tarafından tehdit edildiği için. Ya demiştir ki kendimi öldürürüm ya da size zarar veririm dediği için bu baba çaresiz kalıp, oğlunu tedavi sürecinden vazgeçirmiştir.”

‘Çocuklara gerekli ilgi gösterilmiyor’

Diyarbakır’da ki duruma değinen Geçmez, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Diyarbakır’ın en büyük sorunlarından biri bazı anne ve babaların çocuklarına tam anlamıyla ilgi göstermemeleri, onları sokaklara bırakıp, onların sokakların yetiştirmesinden dolayı bir çocuk gerçekten sokakta yetiştiği zaman ne zaman olsa ona bir kötülük dayanır. Bu hırsızlık olur. Bunun adı madde olur. Bunun adı cinayet olur. Bunun adı kumar olur. Yani bir kötülüğe bulaşır. Şimdi Diyarbakır’da da malum depremler, bazı doğal afetler, bazı sıkıntılardan dolayı şu an ülkemizin birçok yerinde maddi sıkıntılar da oluştu. Daha önce bir kişi çalıştığında kendi çoluk çocuğunun, ailesinin geçindirebiliyordu. Şu an yani bir kişinin çalışmasıyla geçim olmuyor. Bu uyuşturucu kullanım birçoğunun düşüş nedenlerinden biri de ileriye dönük özgüvenlerini kaybetmeleri gençlerin.

Gençlik zehirleniyor!

Komisyonlar kurulsun önerisi!

Bir genç şuan kararsızlık, pahalılık durumundan dolayı artık benim hayatım olmayacak, artık ben bir yuva kuramayacağım, ben çalışırsam zaten benim aldığım parayla 10 sene çalışsam daha bu olmaz, bir evim olmaz, bir yuvam olmaz. Bunları psikolojik bir hale getirip bundan dolayı da kendilerini uyuşturup bu tür vesveselerden, bu tür kuruntulardan kurtarmak için ilk öncelikle ucuz dediğimiz sentetik uyuşturuculardan başlayıp belli bir süreden sonra sentetik uyuşturucu bunları kesmediği için bunlar daha büyük kimyasal maddeler kullanmaya başlıyorlar.  Bütün kamu kurumlarında görev yapan öğretmenler, STK’lar, Valilik bünyesinde mücadele veren, Kaymakamlıklar bünyesinde mücadele veren, ondan sonra siyasi partiler tarafından halkın içinde gezip halktan sadece oy isteyip, ya da seçimden seçime gezip bazı şeyleri anlatmayı bıraksınlar. Herkes tam anlamıyla şu an sahaya inip gerçekten bu olay için komisyonlar kurup, şimdi bütün dernek tüzüklerinde uyuşturucu ve alkolle mücadele geçiyor.  Nasıl yardım toplama geçiyorsa tüzüklerinde bu da geçiyor. Sadece kâğıt üzerinde olmasın bunlar. Bununla ilgili komisyonlar kurulsun. Sahaya inilsin. Saha da araştırmalar yapılsın. Amatemler denetlensin. Birçok STK var. Yeşilay var. Bunun gibi birçok, ismini sayamadığımız birçok kuruluşlar var. Bunların komisyonları ortak, birlikte şekilde hareket edip sahaya inip ve insanları dinleyip, insanların diliyle, insanların dertleriyle insanlara yeni bir yol göstermeleri gerekiyor.”

Ailelere çocuklarınıza sahip çıkın çağrısı!

Çocukları madde bağımlılığı batağına düşen ailelere tavsiyelerde bulunan Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Federasyonu Diyarbakır İl Başkanı Enver Geçmez, “Burada çocukları düşmüş ailelere ve kendileri düşmüş ailelere kişilere şunu söylüyorum. Çocukları düşmüş bir çok aile, kendi ailelerinin akrabalarının istikballerini kendi konumlarını düşündüklerinden dolayı kendi çocuklarının ismi veya ailelerinin soy isimlerini karalanmaması için bunları gizliyorlar ve çocuklarını tedaviye götürmüyorlar. Bu büyük bir yanlıştır. Çünkü bugün siz o çocukları tedaviye götürmezseniz bunu gizlerseniz, bunu saklarsanız, zaten bu çocuk sona geldiği zaman ya kendine büyük zarar verir, sizin isminizi kirletecek ya da kendi canına kıydığı zaman siz çok pişman olacaksanız. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Siz siz olun, Eğer çocuğunuz kötü şey bir kullanım yapıyorsa, kötü bir madde alışkanlık yaşıyorsa onu kimseden çekinmeyin. Bugün yeryüzünde insanlar her türlü hastalıkla karşı karşıya da gelebiliyor. Bu da bir hastalıktır. Bunu da farz edin ki çocuğunuz bir hastalığa düşmüş, bunun doktor tedavisine ihtiyaç var ve onu tedaviye götürdüğünüzde bundan çekinmeyin, bu da bir topluma düşmüş bir hastalıktır. Bu sizin isminizi kirletmez. Bununla sizin ailenizin şerefi ve istikbali kirlenmez. O yüzden çocuklarınızı tedaviye götüreceğiniz zaman kimseden çekinmeyin. Çocuklarınızın belinde durun. Onların yanında olduğunuzu onlara gerçekten belli edin. Onlar da sizden özgüven alır. Tedavi sürecinde sizin onların yanında durmanız tedavi sürecinde epey etkileyecektir. Onları İnşallah tedavi sürecinde güzel yerlere getirecek” ifadelerini kullandı.

Gençlik zehirleniyor!

Gençler batağa nasıl sürükleniyor?

Gençlerin madde kullanımına nasıl sürüklendiğini de anlatan Geçmez sözlerini şu şekilde tamamladı; “Şunu çocuklarınızı düşürme yöntemleri, teknikleri de şöyle. Bir çocuk çocuklarla gezdiği anda, diğer çocuk, düşürülmüş bir çocuk tarafından haydi hırsızlığa gidelim. İşte çocuk ben yapmıyorum dese de diğer çocuk şunu söyler tabii sen zaten korkaksın, zaten sen yapamazsın, sen böylesin, sen şöylesin deyip ilk öncelikle küçük hırsızlıktan başlatıp ondan sonra satıcılar. Bu genel hani diyelim daha büyük satıcılar.  Yani daha büyük satıcılarla bunlar da kademe kademedir.  Şimdi sokağın içinde ufak çaplı satanlar vardır bir de daha büyük, yüksekte daha büyük satıcılar vardır. İlk önce büyük satıcılar küçük satıcıları vuruşturmak için sokak başında oyun oynayan. İşte mesele düşürme teknikleri. Bir içici kendisiyle beraber başkasını yeni birini düşürmekte.

Arkadaş ortamına dikkat

Allah uzak etsin. Rabbim ailelerini, çoluk, çocuklarını muhafaza etsin. Bu bataklığa çocukları çekme yöntemleri. Daha rahat uyuşturucuyu yaygınlaştırmak, satmak için çocukları, gençleri bunun içine çekmekteler. Mesela bir kız çocuğuna uyuşturucu taşıtmak için önce kızı buna bulaştırmaktalar. Buna bulaştırmak için onu da bu bataklığa çekiyor, onu da alıştırıyor ki daha rahat satsın. Bu şekilde uyuşturucuyu yaygınlaştırmaktalar. Bütün ailelere sizler vesilesiyle şöyle seslenmek ve uyarmak istiyorum. Okul önünde çocuklarının takıldıkları, oturdukları mekanlara dikkat etmeli. Metruk binalardan uzak dursunlar. Çocuklarının arkadaşlarına dikkat etmeliler. Çocukları başıboş insanlarla gezmemeli. Çocukları çok geç saatlerde eve gelmesinler. Çocuklarını takip etsinler, gözetim altında bulundursunlar. Çocuklar sizlerin yarınınızdır. Sizlerin gerçeğidir. Sizlerin varisidir.   Eğer çok güzel yarınlar istiyorsanız toplum olarak herkesin bu olaya gerçekten el atması lazım, yoksa ateş her yere düşecek, her yeri yakacak.”