Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Resul ÇETİN

HASTA BİR TOPLUM OLDUK… 

HASTA BİR TOPLUM OLDUK…

Değerli okurlar, hepinizi en içten dileklerimle selamlıyor, hemen bu haftaki konumuza giriş yapıyoruz.
Efendim zamanında rahmetli annemle, kronik rahatsızlıklarından dolayı sık sık hastane yollarını aşındırırdık. Orada dikkatimi hep bir durum çekerdi. Tüm branştaki hekimlerin kapılarının önü hınca hınç dolu iken ve hastalar bir an önce muayene olmak için birbirini neredeyse ezerken Psikiyatri Poliklinikleri sinek avlardı. Üstelik çok değil bundan yaklaşık otuz sene önce.
Peki ne oldu da bu kadar kısa zamanda Psikiyatri Poliklinikleri artık en yoğun şekilde çalışan ve randevu almanın dahi imkansıza yakın bir zorluğa dayandı?
Nasıl oldu da toplum bu kadar kısa zamanda böylesine hasta bireylere sahip oldu?
Ne değişti?
Aslında bir değil birçok şey değişti?
Köprünün altından çok sular aktı.
İnsanlar manevi değerlere değil, maddi değerlere önem ve öncelik verir oldu.
Toplum; ben merkezci, çıkar ilişkileri ön plana alan, güvensiz, feodal yapıya tamamen düşman ve rövanşist yaklaşan, doyumsuz bireylere sahip, refah düzeyi yükseldikçe en yakınlarını ezmeye ve hayatından çıkarmaya çalışan vefasız bireylere sahip, Avrupa’ya bilinçsizce özenen, ne batılı olabilen, ne doğulu kalabilen, köyden kente hızlı göçün yarattığı sorunların altında ezilerek topluma uyum sağlayamayan, suç potansiyeli yüksek, eğitimsiz bireylere dönüşen yığınlara sahip, oturduğu semti değiştirmeyi bile sınıf atlamak zanneden, köşe dönmeciliğin, zenginliğe ulaşmada her türlü yolun mübah sayıldığı ruh sağlığı son derece bozuk, tehlikeli bir topluma dönüştü.
Çocukları ve gençleri bir zamanlar okulda eğitimciler, evde ebeveynler eğitirdi. Ancak günümüzde geldiğimiz noktada bakıyoruz, sosyal medya, çocuklarımızın ve gençlerimizin duygusal ve ruhsal gelişimlerini olumsuz anlamda fena halde etkilemekte, toplumdan, değer yargılarından, iyi insan, iyi vatandaş olmaktan uzak, problemli, uyumsuz ve asi kişilere dönüştürmektir.
İhtiyaçlar arttı, çünkü özenti arttı. Suç oranı arttı, çünkü doyumsuzluk arttı.
Gençlerimiz arasında uyuşturucu kullanımı, kumar, fuhuş gibi büyük illetler maalesef çoğaldı.
Yetişkinlerse maddi koşulların getirdiği zorluklarla baş edemez oldu, bankalara borçlanma toplumsal düzeyde çığ gibi arttı, hatta korkunç boyutlara ulaştı.
Bugün artık icra takibine düşen milyonlardan söz edilmektedir.
Bireysel ve toplumsal borçlanma artış, aslında çok da beklenmedik bir durum değildi.
İnsanların hayattan beklenti çıtaları bir hayli yükselmiş, kanaatkar ve manevi değerlere bağlı hayat felsefesi terk edilmiş, sırf maddi eksenli, ben merkezci bir yaşam gayesi şiar edinilmiş, bunun sonucu olarak da insanlar yalnızlaşmış, kimsenin kimseye güveninin kalmadığı, trajikomik, absürt bir yaşamın tam da göbeğinde buldular kendilerini.
Öte yandan kanaatkar neslin son versiyonu artık elden ayaktan çekilmiş torun sever olmuştu.
Hal böyle olunca da ruh sağlığı bozuk bireylerin sayısında rekor artış oldu.
Bu bağlamda şunu düşünmek lazım aslında: Otuz yılda bu hale geldiysek otuz yıl sonraki halimiz ne olur?
Sizce???

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER