Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Resul ÇETİN

TOPLUMSAL KANGREN: KİRA

TOPLUMSAL KANGREN: KİRA

Değerli okurlar, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyor ve bu haftaki konumuza hiç vakit kaybetmeden giriş yapıyorum.
Pandemi öncesi ayak sesleri duyulan, pandemiden sonra iyice hissettiğimiz, ancak 6 Şubat’ta yaşadığımız talihsiz deprem sonrasında ise iyice kontrolden çıkan ve toplumsal bir yara haline gelen gayrimenkul alım satım ve kiralamalarındaki inanılmaz artışlar günümüzde de tüm hızıyla devam etmektedir.
Kiralardaki artışlar öyle bir hal aldı ki, ev sahibinin istediği rakam çoğu zaman kiracının maaşından yüksek.
Kiracılar kan ağlarken bu durumun ev sahiplerinin çok da umurlarında olmadığı, kimi zaman adliye koridorlarına taşınan davalara, kimi zaman yaralanmalı adli vakalara, kimi zaman cinayetle sonuçlanan üzücü noktalara kadar ulaşan tablolardan anlaşılıyor.
Bu konu aslında sadece ekonomik krizin olağan bir sonucu diyerek işin içinden çıkamayacağımız kadar karmaşık bir durum.
Yine bu durum toplum olarak ahlaki, vicdani, insani noktada ne kadar ciddi bir erozyonla karşı karşıya kaldığımızın bir resmidir.
5 Şubat’ta milyonluk evlerde oturup ikamet ettikleri şehrin ekonomik olarak en güçlü insanlarının dahi 6 Şubat sabahında çorba sırasına girdiklerini, 100 saniyede herşeyini nasıl kaybettiklerini, bir çadıra muhtaç kaldıklarını millet olarak gördük, yaşadık.
Yüce Yaratıcı’nın kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de buyurmış olduğu Mâlik-ul Mülk sıfatının küçük bir hatırlatmasıydı aslında.
Şapkamızı önümüze koyup ders çıkarmamız, toplum olarak, millet olarak büyük bir dayanışma göstermemiz gerekirken tam tersini yaptık.
Kiralar 8-10 kat arttı. Acımasızca kiracılar sokağa atıldı. Durumları ev sahiplerini hiç mi hiç ilgilendirmedi.
En trajik olanı, en can sıkıcı olanı ise ev sahiplerinin şu savunması oldu:
” Ben iki milyona, üç milyona aldığım evi iki bin liraya mı kiraya vereyim? “
Birincisi ev sahiplerinin yüzde sekseninden fazlası zaten faizlerin düşük olduğu dönemlerde 200-300 bin liraya aldıkları evlerdi.
Geçim noktasında kira ücretleri özellikle emekli, dul, yetim ve asgari ücretle geçinen sabit gelirli kesimlerin belini bükmekte, zaten açlık sınırının altında yaşayan bu insanları daha da açlığa mahkum etmektedir.
İkincisi bir gayrimenkul asla geçim kaynağı olamaz. Eğer öyle olacaksa bunun ciddi bir vergilendirmesinin de olması şarttır.
Yakın zamanda Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da kira konusunda ev sahiplerini insafa davet ettiğini düşünürsek sanıyorum konu bir parça daha anlaşılır olacaktır.
Kira karmaşasının çok ciddi bir disipline ihtiyaç vardır. Toplumsal bir kangrene dönüşen kira konusunda devletin ilgili ve yetkili kurumlarının bir an önce harekete geçmesi elzemdir. Gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, denetimlerin ciddi ve istikrarlı bir şekilde yapılması gerekmektedir.
Umudumuz ve talebimiz odur ki, toplum vicdanında ciddi bir rahatsızlık meydana getiren ve toplumsal barışı tehdit eden kira konusunda, gerekli adımlar bir an önce atılır ve ilelebet yada en azından çok uzunca bir süre bu konu milletimizin gündeminden düşer, gündemimizi çok daha hayırlı ve bizi heyecanlandıracak, büyük projeleri konuşacağımız güzel gündemlerimiz olur.
Toplumun çok geniş kısımlarını rahatlatacak, ciddi sosyal konut projelerinin hayata geçtiği, kiracının olmadığı bir sabaha uyanmak ümidiyle.
Esen kalın…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER