YAZ SICAKLARINDA KRONİK HASTALIKLARI OLANLAR NELER YAPMALI?
Ülkemizde yaz mevsimi denince akıllara tatil ve sıcaklar gelir. Tatil kavramı karşılığı itibariyle insanlar için sevimli ve arzulanan bir durumken, sıcaklar sanıyorum birçoğumuz için arzu edilen, özlenen ve tercih edilen bir durum olmasa gerek.
Ekonomik anlamda fırsatı olanlar, bu bunaltıcı sıcakların gazabından gücüne göre bir şekilde tatil beldelerinde tatil yaparak kurtulurken, halkımızın önemli bir kesimi maalesef bu sıcakların bunaltıcı, sağlığı tehdit edici risklerini dibine kadar yaşamaktadır.
Peki özellikle kronik rahatsızlıkları olanlar bu sıcaklarla nasıl baş etmeli, bu sıcakların vereceği zararları en az hasarla nasıl atlatmalı, bu konuda neler yapmalı? Yazımızın temel konusu tam da bu.
Yaz mevsimi, doğanın canlılığını gözler önüne serdiği, güneşin ışığını cömertçe sunduğu, denizlerin ve tatil beldelerinin cazibesini artırdığı bir dönemdir. Yaz, özgürlüğün, dinlenmenin ve yenilenmenin mevsimi olarak görülse de özellikle kronik hastalığı olan bireyler için beklenmedik riskleri beraberinde getirir. Yüksek sıcaklıklar, nem oranının artması, hava kirliliği ve sıvı kaybı, bu kronik hastaların mevcut sağlık durumlarını kötüleştirebilir. Kalp hastaları, diyabet hastaları, böbrek yetmezliği çekenler, astım ya da KOAH hastaları ve yaşlı bireyler; yaz aylarında özel önlemler almazlarsa ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler. Bu yüzden yaz sıcaklarında kronik hastalıklara sahip bireylerin yaşam kalitelerini korumaları, hem bireysel sağlık hem de toplumsal farkındalık açısından büyük önem taşır.
Sıcaklık arttıkça, insan vücudu kendini korumak için bir dizi refleks gösterir. Terleme, damarların genişlemesi ve kalp atışlarının hızlanması gibi fizyolojik tepkiler, sağlıklı bir birey için tolere edilebilirken; kronik rahatsızlıkları olan kişilerde bu tepkiler, ciddi ve bazen ölümcül sonuçlara yol açabilir. Özellikle kalp-damar hastalıkları olan bireylerde sıcak hava, kalbin yükünü artırarak tansiyon düşüklüğü, bayılma, kalp ritminde bozulma ve ani kalp krizi riskini yükseltir. Bazı kalp ilaçları, vücuttaki su-tuz dengesini etkileyerek vücudun sıcakla baş etme yeteneğini azaltabilir.
Diyabet hastaları sıcak havalarda daha fazla sıvı kaybederek kan şekeri düzeylerinde ani dalgalanmalar yaşarlar. Terleme ile birlikte elektrolit kaybı, insülinin etkisini değiştirebilir. Ayrıca diyabetik nöropati nedeniyle bu hastalar vücut ısı değişimini yeterince hissedemezler, bu da onları sıcak çarpmasına karşı savunmasız bırakır. Üstelik ayaklarda oluşabilecek küçük yaralanmalar ve enfeksiyonlar, yaz aylarında terleme ve nemin etkisiyle büyüyerek ciddi komplikasyonlara dönüşebilir.
Kronik böbrek hastalığı olan bireyler için sıcak havalar ayrı bir tehlike arz eder. Terleme ile birlikte sıvı kaybı artar, bu durum böbreklerin işlevini daha da zorlaştırır. Üstelik bu hastalar çoğunlukla sıvı kısıtlamasına tabi oldukları için yeterince su içemezler. Sonuç olarak böbreklerde geçici ya da kalıcı hasar oluşabilir. Ayrıca sodyum, potasyum ve diğer minerallerin dengesi bozulduğunda ritim bozuklukları ve bilinç kaybı gibi durumlar yaşanabilir.
Solunum hastalıkları olan bireyler için yaz aylarında artan hava kirliliği, nem ve ozon seviyesi, nefes almayı zorlaştırır. Özellikle astım ve KOAH hastaları, sıcak ve kirli havalarda daha sık kriz geçirebilir. Polen, toz ve küf gibi alerjenler de yaz aylarında yoğunlaştığı için, solunum yollarında daralma, öksürük, hırıltı ve oksijen yetersizliği görülebilir. Ani sıcak-soğuk geçişleri — örneğin klimalı ortamdan sıcak sokağa çıkmak — solunum yollarını tahriş edebilir.
Multipl skleroz (MS) gibi sinir sistemi hastalıklarında ise sıcaklık artışı sinir iletimini yavaşlatır. Bu durumda hastada yorgunluk, kas zayıflığı, dikkat dağınıklığı ve görme sorunları yaşanabilir. Epilepsi hastaları da sıcağın tetiklediği stres, uykusuzluk ve su kaybı nedeniyle nöbet geçirme riski taşır. Yaz sıcaklarında artan uyku sorunları, bazı hastalarda ilaç düzenini aksatabilir, bu da komplikasyonlara kapı aralayabilir.
Yaşlı bireylerde ise tablo daha karmaşık ve daha ağır seyredebilir. Zira yaş ilerledikçe vücut ısı dengesini düzenleyen mekanizmalar zayıflar. Terleme azalır, susuzluk hissi gecikir, kan basıncı daha kolay düşer. Bu da sıcak havada tansiyon düşüklüğü, bilinç kaybı ve düşmeler gibi ciddi sorunlara yol açar. Üstelik pek çok yaşlı birey birden fazla kronik hastalıkla yaşadığı için, sıcak havalar bu hastalıkların hepsini aynı anda tetikleyebilir.
Bütün bu tehlikelere karşı alınabilecek önlemler aslında hem basit hem de etkilidir. Öncelikle yazın en sıcak saatlerinde — özellikle 10.00 ile 16.00 arası — dışarı çıkılmamalı; mümkünse serin, klimalı veya gölgelik alanlar tercih edilmelidir. Günde en az 3 litre su içilmeli, ancak böbrek ve kalp hastaları bu miktarı doktorlarına danışarak ayarlamaları daha uygun olacaktır. Terlemeyi kolaylaştıran pamuklu, açık renkli kıyafetler tercih edilmeli, dışarı çıkarken şapka ve güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
Beslenmede hafiflik esas alınmalı, yağlı ve ağır yemeklerden uzak durulmalıdır. Yazın özellikle açıkta satılan yiyeceklerden gıda zehirlenmesi riski nedeniyle kaçınılmalıdır. İlaçlar doktor önerisi olmadan kesinlikle azaltılmamalı veya kesilmemelidir. Özellikle tansiyon ve şeker ilaçları, sıcak havaya göre doz ayarlaması gerektirebilir. Klimalı ortamların filtreleri düzenli olarak temizlenmeli, ani sıcaklık değişimlerinden kaçınılmalıdır. Serinlemek amacıyla ılık duşlar almak, ayaklara soğuk su uygulamak da oldukça etkili yöntemlerdendir.
Yaz mevsimi, kronik hastalığı olan bireyler için sadece sıcak bir dönem değil, aynı zamanda dikkatle yönetilmesi gereken bir sağlık sürecidir. Sıcakların etkisini küçümsemek, ihmalkârlıkla birleştiğinde geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabilir. Oysa bilgiyle donanmış bilinçli yaşam alışkanlıkları, bu tehlikeleri en aza indirir. Sağlık, sadece ilaçlarla değil; doğru zamanda doğru davranışlarla da korunur. Yaz aylarında bireylerin hem kendi sağlıklarını hem de çevresindekileri gözetmeleri, toplumsal dayanışma açısından da büyük önem taşır. Çünkü sıcaklar geçicidir, ama sağlık kaybı kalıcı olabilir. Bu nedenle, yaz sıcaklarında alınacak her küçük önlem, aslında büyük bir yaşam koruyucusudur.











YORUMLAR