Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Resul ÇETİN

YENİ AİLE HEKİMLİĞİ YÖNETMELİĞİ NE GETİRİYOR?

YENİ AİLE HEKİMLİĞİ YÖNETMELİĞİ NE GETİRİYOR?

 

Değerli okurlar, hepinizi en içten dileklerimle selamlıyor ve bu haftaki konumuza giriş yapıyorum.

Malumunuz 2-6 Aralık tarihlerinde ülke çapında aile hekimlerimiz iş bırakma eylemi yaptılar. Aile hekimlerimiz 1 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Aile Hekimliği Yönetmeliği’nden rahatsız. Hastalar mağdur oldu.

Zira artan iş yükünün azalttığı iddiasıyla hazırlanan, ancak bilhassa antibiyotik, mide koruyucu ve  antienflamatuvar türü ağrı kesiciler gibi ilaçların, yazılmasına müdahil olunması, yeni oluşturulmak istenen sevk zincirinin maddi cezai müeyyidelerinin olması, hastasının başka bir aile hekimine, ikinci veya üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına gitmesi halinde maaşlarında yapılacak kesintiler gibi onlarca sıkıntıların yer aldığı ve tepki çeken bu yönetmeliğin kimseyi memnun etmediği açıktır.

Zira son bir hafta ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına başvuran hasta sayısı arttığından kanaatimce hekimlerimizin iş yükü artmış; emek ve zaman kaybına, dolayısıyla bir kısır döngüye yol açmıştır.

Yeni yönetmeliğin getirdiği ve hem hastaların hem aile hekimlerinin tepkisine yol açan konuların başında antibiyotik, mide koruyucular ve ağrı kesicilerin yazılmasına çok ciddi kısıtlamalar getirilmiş olması. Yeni yönetmelik bu haliyle sırf bu konu yüzünden tek kalsa bile hastalar ile hekimlerimiz çok sık ve ciddi şekilde karşı karşıya gelecekler ve doktora şiddet vakalarında artışlara bile yol açabilecektir.

Bir başka handikap ise aylık periyodik antibiyotik ve ağrı kesici ilaç yazma oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan hekimin maaşında kesinti yapılacak olması.

Tabi Sağlık Bakanlığı yetkilileri “Ülkemizdeki antibiyotik, mide koruyucular ve ağrı kesici kullanımı ortalamamız dünya ortalamasının üstünde. Amacımız bunu düşürmek. Ayrıca antibiyotik, mide koruyucular ve ağrı kesicilerin vücuda verdiği tahribat ortada. ” şeklinde bir karşı tez sunuyor olsa bile bunun hastada karşılığı yok.

Antibiyotik, mide koruyucu ve ağrı kesici kullanımını azaltmanın yegane ve alternatifsiz yolu elbette bu değildir. Örneğin koruyucu hekimliğin geliştirilmesi, sosyal medya, görsel ve yazılı basın marifetiyle toplumun bu noktada eğitilmesi, bilinçlendirilmesi alternatif çareler pekâlâ olabilir. Hekime ve hastaya maddi külfet yüklemek hakkaniyetli ve sosyal devlet ilkesi ile uyumlu bir tablo ortaya koymuyor.

Yine herhangi bir aile hekimine bağlı bir hasta şehir dışında bile olsa bir başka aile hekimine veya ikinci üçüncü basamak bir sağlık kuruluşuna gidip sağlık hizmeti alırsa hem hastanın kendisinden hemde bağlı bulunduğu aile hekiminin maaşından kesintiye gidiliyor.

Bir başka sıkıntı ise bir hasta ister çocuk ister yetişkin 6 ay boyunca aile hekimine gitmezse bunun için de aile hekiminin maaşında kesintiye gidiliyor olması.

Anlamakta en çok zorluk çektiğim konu bu zaten. Yahu kişi hastalanmıyor diye siz doktoru cezalandırıyorsunuz anlamı çıkmaz mı bundan?

Bu yönetmelik haklı ve yerinde bir kararla bir sevk zinciri uygulaması getiriyor. Ancak sıkıntı şu: 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren ikinci yada üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına giden hastadan 150 lira bir katkı bedeli alınacak. Ancak aile hekimi sevk ederse bu defa da hastadan  75 lira, diğer 75 lirayı da aile hekiminden kesecekler. Burada amaçlanan üst basamak sağlık kuruluşlarına olan talebi düşürmek, yoğunluğu azaltmak. Bu elbette anlaşılır ve haklı bir durum. Ancak hastaya ve hekime ceza niteliğindeki maddi yaptırım yerine sevk zinciri pekâlâ zorunlu hale getirilebilir. Bu kararı aile hekimlerimiz verebilir. Gerekli gördüğü hastayı zaten sevk edecektir.

Tepki çeken bir diğer konu ise sürücü belgesi, bazı raporların aile hekimliklerinden alınmasının artık ücrete tabi tutulacak olması.

Aile hekimlerimizin belki de en çok rahatsızlık duyduğu konulardan biri de HYP.

Yani Hasta Yönetim Platformu. Aile hekimleri kendilerine bağlı hastaların bilgilerini aylık periyotlarla birebir hastaya sorarak buraya işleyecek ve belli aralıklarla bu bilgilerin güncellemesini yapacaklar. Her hastaya ortalama iki saat ayırmak anlamına gelen bu uygulama, 3500 hastadan sorumlu aile hekimlerimizin matematiksel olarak dahi buna zamanı yetmemektedir. Günde sadece üç hastaya baksa 6 saat yapar. Kalan iki saatte ortalama 100-120 hastaya nasıl bakacaklar ? Hele ki yukarıda zikrettiğimiz yeni uygulamaların yol açacağı yeni yoğunlukları da düşünecek olursak bu nasıl mümkün olacaktır? Bu arada hastalarına ait HYP verileri işlemeyen hekimin yine maaşında kesintiye gidiliyor.

Ayrıca Aile Hekimlerimiz, sağlık hizmeti verdikleri binanın kirası, bakımı, tamiri, elektrik, şu, doğal gaz, internet hizmeti gibi tüm giderleri kendileri karşılamaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilmesi elzem olacaktır. Sağlık hizmetinin tamamen devlet eliyle yapılması en uygun yöntemdir.

Hastalar tarafından hekimlere puan verilmesi uygulaması bilhassa bilinçsiz, eğitimsiz hastalar tarafından istismar edilebilir, duygusal zeminlerde objektif puanlama yapılmayacağı da aşikardır. Örneğin istediği antibiyotiği, mide koruyucuyu yada ağrı kesiciyi yazdıramayan hastanın aile hekimine objektif bir değerlendirme yaparak puanlama yapabileceğini düşünmek çok uç bir iyimserlik olmayacak mı?

Ayrıca anayasamızda da yerini bulmuş olan sosyal devlet ilkesi gereğince devletin vatandaşlarına sağlık hizmetini ücretsiz sunmakla yükümlü olduğunu da unutmamak gerekir.

Yönetmelikler yasalara, yasalar da anayasa ile uyumlu olmak durumundadır. Bu yönetmelikte ısrarcı olunmamalı, kamuoyundan gelen tepkilere duyarsız kalınmamalı, işin mutfağında olan, sahada yer alan hekimlerimizin sesine kulak verilmeli  ve bu yönetmelik başta hekimlerimiz olmak üzere, ilgili tüm kesimleri içine alan geniş katılımlı bir araştırma, inceleme ve istatistiksel veriler ışığında yeniden ele alınmalı, ilgili tüm kesimlerin bilgi ve görüşleri baz alınarak toplumda hüsn-ü kabul görecek yeni bir Aile Hekimliği Yönetmeliği hazırlanmalıdır.

Konu sayın Cumhurbaşkanımızın önüne gelirse, yönetmeliğin yeniden revize edilerek, toplumun her kesimini memnun edecek yeni bir yönetmeliğin çıkarılması noktasında talimat vereceği, bu konunun bizzat takipçisi olacağına geçmişteki yerinde ve uygun  müdahaleleriyle toplumu memnun eden uygulamalarını bildiğimizden bu konuda da kendisine inancımız tamdır. Sayın cumhurbaşkanımızdan da talebimiz ve ricamız budur.

Saygıyla…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER