Osman Açıkalın / Özel Haber
Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinde evleri yıkılan veya ağır hasar gören depremzedeler için Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’ndeki Oğlaklı Mahallesi’nde inşa edilen 13.190 konut, yaklaşık bir buçuk yıl önce, yani Şubat 2024’te, anahtarların teslim edilmesiyle hak sahiplerine verilmeye başlandı. Depremzedeler, bu yeni yuvalarına adım adım yerleşirken, maalesef ki temel altyapı hizmetlerinde kronikleşen sorunlarla yüzleşmek zorunda kaldı.
SUYA ERİŞEMİYORLAR
Konut sakinleri, konutların teslim edilmesinin üzerinden aylar geçmesine rağmen ulaşım, eğitim, sağlık, doğalgaz ve sıcak su gibi hayati öneme sahip pek çok alanda devam eden aksaklıklar nedeniyle mağduriyet yaşıyor. Bu sorunlara ek olarak, özellikle yaz aylarının başlamasıyla birlikte su kesintileri de depremzedelerin yaşamını olumsuz etkiliyor. Günlerdir susuz kalan bölge sakinleri, temel bir ihtiyaç olan suya erişebilmek için büyük çaba harcıyor.
SORUNLARA ÇÖZÜM BULAMADILAR
Kimi depremzedeler, çaresizlik içinde, kap ve kovalarla konutlara yakın bir mesafede bulunan inşaat alanından su taşımak zorunda kalırken, kimileri ise marketlerden aldıkları sularla ihtiyacını gideriyor. Yaşanan mağduriyet ve yoğun şikayetler üzerine DİSKİ bölgeye tankerlerle su göndermeye başladı. Bu tankerlerle az da olsa su sorunu gidermeye çalışan depremzedeler, bunun sürdürülebilir bir durum olmadığına dikkat çekti. Yetkililerden çözüm bekleyen afetzedeler, bu büyük su sıkıntısının giderilmesi için CİMER ve Valiliğe defalarca dilekçe yazarak seslerini duyurmaya çalıştı. Ancak, tüm bu başvurulara rağmen yaşadıkları sorunlara kalıcı bir çözüm bulunamadı ve temel ihtiyaçlarını karşılayamama sorunu halen devam ediyor.
‘BURADAKİ SIKINTILAR ESKİ ACILARIMIZI UNUTTURMUYOR’
Mağdur depremzedelerden Mehmet Özcoşkun, yaşadıkları sıkıntılara Özgür Haber Gazetesi’ne anlattı. Özcoşkun, “6 Şubat depremlerinin üzerinden aylar geçti, yaralarımızı sarmaya çalıştık. Yıkılan evlerimizin yerine yapılan, ‘yuva’ diye umut ettiğimiz bu konutlara yerleştiğimizde, artık normal bir hayatımız olacağını düşündük. Ama ne yazık ki, buradaki sıkıntılar eski acılarımızı unutturmuyor. Özellikle şu yaz günlerinde su sıkıntısı bizi perişan etti. Günlerdir susuzuz. Sadece içme suyu değil, elimizi yüzümüzü yıkayacak, bulaşık yıkayacak, tuvalet ihtiyacımızı giderecek suyumuz bile yok. Evimizde oturuyoruz ama sanki bir çadır kampındayız. Her gün elimizde kovalarla, kaplarla yakındaki inşaat alanından su taşımak zorunda kalıyoruz. Ne bir çözüm ne de bir muhatap bulabiliyoruz. CİMER’e yazdık, Valiliğe gittik ama sesimizi duyan olmadı” dedi.
“PSİKOLOJİK OLARAK HER GÜN BİRAZ DAHA YIKILIYORUZ”
Burada temel insani ihtiyaçlarından mahrum kaldıklarını savunan Özcoşkun, “Evlatlarımız var, onların bu durumu görmesi bizi daha da kahrediyor. Yeni bir başlangıç yapmaya çalışırken, en temel insani ihtiyaçlarımızdan mahrum kalmak çok zor. Yıkılan bir binanın enkazından kurtulmuş olabiliriz ama bu belirsizlik ve yoksunluk altında psikolojik olarak her gün biraz daha yıkılıyoruz. Tek isteğimiz, yetkililerin bize verdikleri sözleri tutması ve en kısa zamanda bu sorunlarımıza çözüm bulması. Yoksa ne bu konutlar ne de yeni hayatımız bize huzur vermeyecek” diye konuştu.
‘SUSUZLUK HAYATI ZORLAŞTIRIYOR’
Songül Çakıltaş isimli kadın depremzede ise yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle anlattı;
“Evimizi, hatıralarımızı kaybetmenin acısını yaşadık. Yıkıntılardan çıktık, yeni bir başlangıç yapma umuduyla bu konutlara geldik. ‘Devletimiz yanımızda,’ dedik. Ama burada yaşadıklarımız bizi yine yordu, yine yıprattı. Şu sıcak yaz günlerinde suyun olmaması, bir kadın olarak benim için hayatı çok zorlaştırıyor. Çocuklarımın temizliği, çamaşırlarımız, yemeğimiz… Her şey yarım kalıyor. Her gün elimizde bidonlarla, tencerelerle su aramaya çıkmak zorunda kalıyoruz. Bu, bizim için bir eziyete dönüştü. Komşularla birlikte ne yapacağımızı bilemiyoruz. Çoğumuzun yaşlıları var, hastaları var. Su taşıyamıyorlar bile. Geçenlerde DİSKİ buraya tankerlerle su gönderdi. Az da olsa ihtiyaçlarımızı karşıladık oradan ama bu şekilde idare etmek mümkün değil.
‘SESİMİZİ DUYURMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK’
Yetkililere sesimizi duyurmak için elimizden geleni yaptık. CİMER’e yazdık, Valiliğe gittik ama nafile. Sanki sesimiz bir duvara çarpıp geri dönüyor. Depremde evimizden olduk, şimdi de en temel hakkımız olan sudan. Biz burada, evlerimizde hapsolmuş gibi hissediyoruz. Bu konutlar bize bir umut olmuştu ama şu an, sadece bir hayal kırıklığına dönüştü. Tek dileğim, artık bu çilemizin bitmesi ve insanca yaşayabileceğimiz koşulların sağlanması.”
‘GÜNLERDİR SUSUZLUK ÇEKİYORUZ’
Yaklaşık bir hafta önce 2. Etap TOKİ konutlarına yerleşen depremzede Şeyma Arslan da, yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle dile getirdi: “Oğlaklı 2. Bölge Deprem Konutları halkı olarak günlerdir susuzluk çekiyoruz. Yaklaşık bir aydır anahtar teslimi yapılıyor, su aboneliklerimizi de gerçekleştirdik. Ancak kimse bize su verilmeyeceğini söylemedi. Yönetimin aktardığına göre, bu durum 2-3 ay daha devam edecekmiş.”
‘HİÇBİR İHTİYACIMIZI KARŞILAYAMIYORUZ’
Duruma tepki gösteren Arslan, “Sadece biz değil, tüm komşularımız mağdur. Mecburen taşındık ama burada insani hiçbir ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. DİSKİ ve Büyükşehir Belediyesi, bizi DSİ’ye yönlendirerek sorumluluktan kaçıyor. 2. Bölge’nin tamamı susuz. Eğer su verilmeyecekse neden anahtar teslimi yapılıyor? Neden önceden bir bilgilendirme yapılmadı? Gerçekten çaresiziz. Sesimizin duyulmasını, bize bir açıklama yapılmasını ve en kısa sürede suyun verilmesini istiyoruz” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.